to argue the merits of a bill, for and against

listen to the pronunciation of to argue the merits of a bill, for and against
İngilizce - Türkçe

to argue the merits of a bill, for and against teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

debate
{i} çekişme
debate
{i} tartışma

Büyük bir tartışma değildi. - It wasn't much of a debate.

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı. - The eloquent scholar readily participated in the debate.

debate
{i} müzakere

Müzakere ne zaman gerçekleşecek? - When will the debate take place?

debate
münazara

Başkanlık münazarasını izledin mi? - Did you watch the presidential debate?

Münazara için oda var. - There's room for debate.

debate
fikir çatışması
debate
görüşmek
debate
{i} görüşme

Bu görüşmenin saçma seviyesine yaklaştığını düşünüyorum. - I think this debate is getting close to the level of the absurd.

Görüşme bu gece olacak. - The debate will happen tonight.

debate
tartışmak

Bunu tartışmak istemiyorum. - I don't want to debate this.

Bunu tartışmak istemiyorum. - I don't wish to debate this.

debate
{f} tartış

Büyük bir tartışma değildi. - It wasn't much of a debate.

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı. - The eloquent scholar readily participated in the debate.

debate
çok düşünmek, düşünüp taşınmak: "He debated with himself before reaching the decision. - Kararını vermeden önce çok düşündü."
debate
(fiil) çekişmek, tartışmak, danışmak; düşünüp taşınmak; dikkate almak
debate
debating society münazaralar tertip eden kurum
debate
{f} çok düşünmek, düşünüp taşınmak: He debated with himself before reaching the decision. Kararını vermeden önce çok düşündü
debate
{f} dikkate almak
İngilizce - İngilizce
debate
debate -
to argue the merits of a bill, for and against