to advise someone to go or stay away

listen to the pronunciation of to advise someone to go or stay away
İngilizce - Türkçe

to advise someone to go or stay away teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

warn
{f} tembih etmek
warn
{f} öğütlemek
warn
uyarıda bulunmak

Sana bir uyarıda bulunmak için seninle görüşmek zorunda kaldım. - I had to see you to give you a warning.

warn
ihtar vermek
warn
uyar

Keşke uyarılarını dinleseydim. - I wish I had listened to your warnings.

Fakat onun uyarısını ihmal edemem. - I cannot, however, neglect his warning.

warn
ikaz etmek
warn
uyarmak

Seni uyarmak istedim. - I wanted to warn you.

Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık. - We shouted in order to warn everyone of the danger.

warn
{f} ihtar etmek
warn
{f} 1. uyarmak, ikaz etmek; tembih etmek: He warned us not to touch the wet paint. Islak boyaya elimizi sürmememiz için bizi uyardı. The doctor
warn
{f} haber vermek
warn
uyarmak, ikaz etmek; tembih etmek: He warned us not to touch the wet paint. Islak boyaya elimizi sürmememiz için bizi uyardı. The doctor
warn
tavsiye etmek
warn
tehlikeyi haber vermek
warn
warn uyar
warn
{f} ihbar etmek
İngilizce - İngilizce
warn
to advise someone to go or stay away

    Heceleme

    to ad·vise some·one to go or stay a·way

    Türkçe nasıl söylenir

    tı ädvayz sʌmwʌn tı gō ır stey ıwey

    Telaffuz

    /tə adˈvīz ˈsəmˌwən tə ˈgō ər ˈstā əˈwā/ /tə ædˈvaɪz ˈsʌmˌwʌn tə ˈɡoʊ ɜr ˈsteɪ əˈweɪ/