Hayatta bir şey başarmak istiyorum.
- I want to achieve something in life.
O, büyük planlar başarmak üzereydi.
- He was about to achieve great plans.
Harika bir şey elde etmek istiyorum.
- I want to achieve something great.
Elde etmek neredeyse imkânsızdır.
- It's almost impossible to achieve.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
- He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
- It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
Onlar politik amaçlarına ulaşmak için sömürgeci güçlere yaranmaya çalışmaktadırlar.
- They are trying to cozy up to imperialist forces in order to achieve their political aims.
Henüz bir şey başarmadım.
- I haven't achieved anything yet.
Onu nasıl başarmayı düşünüyorsun?
- How do you intend to achieve that?
Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor.
- Tom appears to have achieved what he set out to do.
O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
- She achieved remarkable results.
Tom zaten hedeflerinin birçoğunu elde etti.
- Tom has already achieved many of his goals.
... What exactly were you trying to achieve in North Korea? ...
... in place that the President put in place to achieve our principle goal of denying Al-Qaeda, ...