Bu çocuk dünyanın düz olduğuna inanmaktadır.
- This child believes that the earth is flat.
Yapmanız gereken bütün şey bana inanmaktır.
- All you have to do is believe me.
Çocukluğumda Noel Baba'ya inandım.
- In my childhood, I believed in Santa Claus.
Katolik kilisesine inanmayan insanlar bile Papa'ya sembolik bir lider olarak saygı duyuyorlar.
- Even people who don't believe in the Catholic church venerate the Pope as a symbolic leader.
Sosyal ağlarda hırsızlar, sahteciler, sapıklar veya katiller olabilir. Güvenliğiniz için, onlara inanmamalısınız.
- There may be thieves, fakers, perverts or killers in social networks. For your security, you shouldn't believe them.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.