Sandığımdan daha az zaman var.
- There is less time than I thought.
Daha az et yemek iyi bir fikir midir?
- Is eating less meat a good idea?
Şimdi hakkında endişelenecek daha az şeyimiz var.
- Now we have one less thing to worry about.
Onun daha az şeyi kabulleneceğinden emin değildim.
- I wasn't sure that he would settle for anything less.
Tom üç haftadan daha az bir süre önce Boston'a vardı.
- Tom arrived in Boston less than three weeks ago.
Mücizeden daha az bir şey değildi.
- It was nothing less than a miracle.
Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to a degree.