Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz.
- Tom never opens his mouth without complaining about something.
Bu öğleden sonra Tom'un birşeyler yapmasına yardım edeceğim.
- I'm going to help Tom do something this afternoon.
Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu.
- It's something a bit different and the people I was hanging around with wore them.
O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
- He is something of an expert on oriental art.
Neden parka falan gitmiyoruz?
- Why don't we go to the park or something?
Bir pizza falan sipariş edebiliriz.
- We could order a pizza or something.
Mary'yi gördüğüm her seferde, ondan yeni ve önemli bir şey öğreniyorum.
- Each time I see Mary, I learn something new and important from her.
Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.
- She seems to know something important.
Olağanüstü bir şey görmek istiyor musun?
- Do you want to see something extraordinary?
Tatlı bir şey istiyorum.
- I want something sweet.
Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
- Some doctors say something to please their patients.
Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to a degree.