to a given extent or degree; particularly

listen to the pronunciation of to a given extent or degree; particularly
İngilizce - Türkçe

to a given extent or degree; particularly teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

that
o
that
bağlaç ki
that
{z} (çoğ. those)
that
bu kadar

Bugünlük bu kadar yeter. - That's enough for today!

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

that
(sıfat) öteki
that
Keşke

Keşke sigara içmeyi bıraksa. - I wish that she would stop smoking.

Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın! - If only you had told me the whole story at that time!

that
için

O, geçen yıl o şirket için çalışmaya başladı. - He began to work for that company last year.

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi. - He only paid ten dollars for that shirt.

that
in that mademki
that
diye

Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku. - Please read it aloud so that everyone can hear.

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor. - She is on a diet for fear that she will put on weight.

that
-dığı
that
adl.şu
that
o kadar

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir. - The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

Havanın o kadar iyi olması tesadüftür. - It is lucky that the weather should be so nice.

that
ki o

Ne yazık ki o yatakta hastaydı. - I regret to say that he is ill in bed.

Babam o kadar yaşlıdır ki o çalışamaz. - My father is so old that he can't work.

that
öylesine

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.

Öylesine sıcak bir gündü ki yüzmeye gittik. - It was such a hot day that we went swimming.

that
-diği(ni)
that
ki
that
-en
that
-diği
İngilizce - İngilizce
that

I'm just not that sick.

to a given extent or degree; particularly