Onun gözlerine son derece içten baktı.
- He looked deeply into her eyes.
Birbirinizi içten seviyor musunuz?
- Do you love each other deeply?
O anne ve babasına derinden bağlıdır.
- She is deeply attached to her parents.
Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.
- His speech deeply affected the audience.
Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom gazed deeply into Mary's eyes.
Bob o konuyu derin derin düşündü.
- Bob thought deeply about that matter.
Ondan çok etkilendim.
- I was deeply moved by that.
Tom bu haberden çok rahatsız oldu.
- Tom was deeply disturbed by this news.
Onun gözlerine son derece içten baktı.
- He looked deeply into her eyes.
Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu.
- Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.