I met with my teacher in the theater.
- Tiyatroda öğretmenimle karşılaştım.
Tom wishes he had gone to the theater last night.
- Keşke Tom dün gece tiyatroya gitseydi.
Who did you see at the theatre?
- Tiyatroda kimi gördün?
Let's meet in front of the theatre.
- Tiyatronun önünde buluşalım.
I don't know the theater play, but I know the author well.
- Tiyatro oyununu bilmiyorum, fakat yazarı iyi biliyorum.
All of us went to the theater to see a play.
- Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik.
He's working in a troupe right now.
- O şu anda bir tiyatro topluluğunda çalışıyor.
Soon, in the great theatre, the lights will be put out, and the empty stage will be left to ghosts.
- Yakında büyük tiyatroda ışıklar söndürülecek ve boş sahne hayaletlere terk edilecek.
There are theatres, museums, libraries and parks in that city.
- O kentte tiyatro,müze, kütüphane ve parklar var.
The fire caused a panic in the theater.
- Yangın tiyatroda paniğe neden oldu.