throwing the ball

listen to the pronunciation of throwing the ball
İngilizce - Türkçe

throwing the ball teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

passing
{i} geçiş
passing
{i} geçme

Rick sınavı geçme hakkında sevinçten uçuyordu. - Rick was over the moon about passing the exam.

Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı. - After all, he succeeded in passing the exam.

passing
geçerek

Sürücü sınavını geçerek herkesi şaşırttı. - He amazed everyone by passing his driving test.

Ken sınavı geçerek yüzünün akıyla çıktı. - Ken saved his face by passing the examination.

passing
sollama
passing
{i} geçit
passing
geçen

Geçen bir araba üzerimize su sıçrattı. - A passing car splashed water on us.

Geçen bir gemi tarafından kurtarıldılar. - They were rescued by a passing ship.

passing
kısa süren
passing
pas
throw the ball
topu at
passing
çabuk geçen rasgele olan
passing
ölüm/geçiş
passing
{s} gelip geçici

Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor. - They don't want to admit that it's really a passing fad.

passing
{s} geçici

Bu sadece geçici bir hevesti. - It was only a passing fad.

Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor. - They don't want to admit that it's really a passing fad.

passing
ahenkli olmayıp iki nota arasında geçiş olan nota
passing
ölme
passing
(sıfat) geçen, geçici, gelip geçici, geçer, rastgele, tesadüfi
passing
{i} ölüm
passing
{s} geçen: I heard the sound of a passing train. Geçen bir trenin sesini duydum. It was but a passing fancy. Gelip geçici bir hayalden başka
passing
in passing geçerken
passing
passing grade geçerpassing tone müz
passing
{s} rastgele

Geçen bir gemi tarafından rastgele bulundu. - He was picked up by a passing ship.

İngilizce - İngilizce
passing
throwing the ball

    Heceleme

    throwing the Ball

    Türkçe nasıl söylenir

    thrōîng dhi bôl

    Telaffuz

    /ˈᴛʜrōəɴɢ ᴛʜē ˈbôl/ /ˈθroʊɪŋ ðiː ˈbɔːl/