Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
- I asked Tom what he thought of Mary.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
- I thought his opinion was relevant.
Tom'un yüzünde düşünceli bir bakış vardı.
- Tom had a thoughtful look on his face.
Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.
- She had a thoughtful look on her face.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
- I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
- No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız?
- I've never thought about this, said the man. What should we do?
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
- It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
- Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.
- I thought I told you to stay in the car.
Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum.
- I thought you were raised in L.A.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
Tom bana Mary'nin nazik olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought Mary was courteous.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
O açık pencereden uçmak üzere olduklarını düşünüyordu.
- She thought they were about to fly out through the open window.
Tom belkide Mary ve John'un silah kaçakçısı olduklarını düşünüyordu.
- Tom thought that maybe Mary and John were gunrunners.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.
- She had a thoughtful look on her face.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Tom düşüncesizdi, değil m?
- Tom was thoughtless, wasn't he?
Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
- Thoughtless speech may give rise to great mischief.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.
- Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
James has thought up a brillant new idea for our new product.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?
- I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
- His book incorporates all his thinking on the subject.
Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.
- You should be more thoughtful of your safety.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.
- Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?
- Don't you think I want to believe you?
Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun?
- How long do you think we'll have to wait?
Daha ne kadar beklemek zorunda olacağımızı düşünüyorsun?
- How much longer do you think we'll have to wait?
Tom'un düşünceleri anlayışlıydı.
- Tom's ideas were thoughtful.
O, nazik ve düşünceli bir adamdır.
- He's a kind and thoughtful man.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
Fadıl'ın sonradan akla gelen düşünceleri vardı.
- Fadil had second thoughts.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Düşünce özgürlüğü temel bir haktır.
Sizce mantıksız davranıyor muyum?
- Do you think I'm being unreasonable?
Sizce ben yakışıklımıyım?
- Do you think I'm handsome?
Sence bugün yağmur yağacak mı?
- Do you think it'll rain today?
Sence, Almanya'da iş bulmak kolay mı?
- Do you think it's easy to find a job in Germany?
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
My mother would make a good thought police. (singular usage).
Moral judgment, social judgment, or any other kind of higher thought process, is a function of intelligence, that is, of neuronic growth.
Coz ‘brainstorm’ might offend epileptics, apparently,” said Matthew, rolling his eyes, “it’s ‘disablist’ language, so they say.”“You gotta fuckin’ say fuckin’ ‘thought shower’ – I mean what the fuckin’ cunt’s a fuckin’ cunt wank ‘thought shower’? Know what a fuckin’ golden shower is though, right?”.
Medical technology seeks to develop thought-controlled artificial limbs.
The phenomenology is solely preparatory to the philosophy, which must begin in this pure thought-process.
I have recently given some thought to manly sports, and I venture a few words in regard to their value in every scheme of all-round education.
.... and then .... / John, hold that thought. I need to take this call..
These lines the knight perus'd, and, lost in thought, / He long in vain the secret meaning sought.
I originally thought that it was a good idea, but on second thought I'm not so sure.
He did not belong to the school of thought that believed Jackson Pollock to be much of an artist.
I hope you won’t think me stupid if I ask you what that means.
I think she is pretty, contrary to most people.
Idly, the detective thought what his next move should be.
I tend to think of her as rather ugly.
I'll have a think about that and let you know.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.
I thought for three hours about the problem and still couldn’t find the solution.
Most thoughtful people eventually solve the puzzle.
Preparing dinner is a thoughtful gesture for a new mother.
A thoughtless remark.
The debate turned into thoughtless bickering.
I was on to a really good definition for train of thought, but then I lost my train of thought.
He is a well-thought-of and endearing old fellow.
She said "I wouldn't give that a second thought.".
... I THOUGHT OF SAYING BUT DIDN'T. ...
... him by pure thought. Materialize objects just by thinking. And there're perks to ...