this time

listen to the pronunciation of this time
İngilizce - Türkçe
bu sefer

Bu sefer Bob muhtemelen kazanacak. - This time Bob is likely to win.

Bu sefer onu yapamam. - I can't make it this time.

bu kez

Bu kez onu deneyeceğim. - This time I'll try it.

Bu kez cezadan kaçamazsın. - This time, you won't escape punishment.

bu defa

Bu defa sonuçları aldı. - This time, he got results.

Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor. - This time, it looks like it is me who is wrong.

be sefer
Your time
vaktiniz
our time
bizim zamanımız
that time
O zaman

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi. - At that time, Mexico was not yet independent of Spain.

O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti. - At that time, the territory belonged to Spain.

İngilizce - İngilizce
On or near the same date

this time last year.

on this occasion, on this opportunity
me time
Time to oneself; a period spent relaxing on one's own
this time

    Türkçe nasıl söylenir

    dhîs taym

    Telaffuz

    /ᴛʜəs ˈtīm/ /ðɪs ˈtaɪm/

    Videolar

    ... guys for hogging up all of the time, because, obviously, I ...
    ... And it was an exciting time as I got to explore a new area. ...