this time

listen to the pronunciation of this time
İngilizce - Türkçe
bu sefer

Bu sefer onu yapamam. - I can't make it this time.

Jack bu sefer kesin başaracak. - Jack is bound to succeed this time.

bu kez

Bu kez farklı olacak. - This time's going to be different.

Bu kez cezadan kaçamazsın. - This time, you won't escape punishment.

bu defa

Tom bu defa tekrar bize yardım etmeye istekli. - Tom is willing to help us again this time.

Bu defa gitmesine izin vereceğim. - I'll let it go this time.

be sefer
Your time
vaktiniz
our time
bizim zamanımız
that time
O zaman

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi. - At that time, Mexico was not yet independent of Spain.

Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın! - If only you had told me the whole story at that time!

İngilizce - İngilizce
On or near the same date

this time last year.

on this occasion, on this opportunity
me time
Time to oneself; a period spent relaxing on one's own
this time

    Türkçe nasıl söylenir

    dhîs taym

    Telaffuz

    /ᴛʜəs ˈtīm/ /ðɪs ˈtaɪm/

    Videolar

    ... same time, so we were able to take advantage ...
    ... This is exactly the time where we see the rise of the West. ...