this time, the present situation

listen to the pronunciation of this time, the present situation
İngilizce - Türkçe

this time, the present situation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

here
burda

Onlar bir saattir burdalar. - They have been here for an hour.

Sen burda bir öğrenci değil misin? - Aren't you a student here?

here
bunda

Peki bundan sonra ne olacak? - Where do we go from here?

Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir. - It's all downhill from here.

here
(Bilgisayar) burayı

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler. - Cuckoos visit here in spring.

Hazine için orayı burayı kazdılar. - They dug here and there for treasure.

here
Here goes! işte başlıyorum
here
işte

İşte onun yaşadığı ev. - Here's the house where he lived.

İşte e-posta adresim. - Here's my email address.

here
burada

Yarın ben burada olacağım. - I will be here tomorrow.

Lütfen değerli şeyleri burada bırakmayın. - Please don't leave valuable things here.

here
buraya

Arabanızı buraya park edemezsiniz. - You cannot park your car here.

Dün buraya koyduğum kitaba ne oldu? - What happened to the book I put here yesterday?

here
hey

Hey, burada ne oluyor. - Hey, what's going on here?

Hey, sen burada ne yapıyorsun? - Hey, what are you doing here?

here
geldin mi? işte! Look here
here
halihazIrda
here
z. burada; buraya; burası
here
bu dünyada
here
Ha
here
BurayaBaksana
here
here and there şurada burada
here
bu hayatta
here
şimdiki halde
İngilizce - İngilizce
here

Here in history, we are less diligent about quashing monopolies.

this time, the present situation