Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.
- Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Sanıyorum iyi bir düşünce değil.
- I think it's not a good idea.
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
- His book incorporates all his thinking on the subject.
Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?
- Don't you think I want to believe you?
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.
- Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Üç saatten daha fazla beklemek zorunda olacağını sanmıyorum.
- I don't think you'll have to wait for more than three hours.
Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun?
- How long do you think we'll have to wait?
Sizce mantıksız davranıyor muyum?
- Do you think I'm being unreasonable?
Sizce ben güzel miyim?
- Do you think I'm beautiful?
Sence bugün yağmur yağacak mı?
- Do you think it'll rain today?
Sence, Almanya'da iş bulmak kolay mı?
- Do you think it's easy to find a job in Germany?
Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
- I think it's going to rain today.
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Bizi bir takım olarak düşünmek istiyorum, Tom.
- I'd like to think of us as a team, Tom.
Başka birini düşünmek zorunda kalacağız.
- We'll have to think of someone else.
Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- I cannot help thinking that my son is still alive.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum.
- I just don't want to have people thinking I'm weak.
Düşüncelerini kağıda döktü.
- She put down her thoughts on paper.
Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
- It's thoughtless of her to say so.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of modern art?
Bu insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of these people?
Yeni öğretmen hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of the new teacher?
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
- I'll have to think about it.
Tom onun hakkında düşünmek için bir ya da iki güne ihtiyacı olduğunu söyledi.
- Tom said he needed a day or two to think about it.
Onun hakkında düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
- I need some time to think about it.
Tom onun hakkında düşünmek için bir ya da iki güne ihtiyacı olduğunu söyledi.
- Tom said he needed a day or two to think about it.
He thinks the world of you.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
Plan üzerinde düşünmek zorundayız.
- We have to think over the plan.
Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.
- Tom advised Mary to take some time to think over her options.
Bir beyin takımı nedir?
- What is a think tank?
Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız?
- I've never thought about this, said the man. What should we do?
Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
- I never thought I would find a woman like you.
I hope you won’t think me stupid if I ask you what that means.
I think she is pretty, contrary to most people.
Idly, the detective thought what his next move should be.
I tend to think of her as rather ugly.
I'll have a think about that and let you know.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.
I thought for three hours about the problem and still couldn’t find the solution.
I think she’ll pass the examination.
here are general or global strategies whose effects may not show up as decision points marked by pauses as opposed to more local strategies that show up in think-aloud protocols as the translator verbalizes the options he or she is considering.
He got halfway out the door, thought better of it, and decided to stay home, instead.
I don't think much of her new book.
A girl's got to think on her future..
You have given me things to think on. I have never thought about the Creator in this way.
Go home, think it over and tell me your decision on Monday.
For French today, we will learn the word douche - now, don't think too much!.
But don't think twice, it's all right.
I can think up plenty of excuses not to go, but we really should attend.
t's fair to say that now-disgraced former foreign affairs minister Maxime Bernier was thinking with his little head—as well as his fat one.
What did you say? Oh, nothing, I was just thinking aloud.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
... employer and its IT department, and because they didn't think that the legitimacy of their ...
... it, I think girls can learn better, because makeup is such ...