there is no point in trying to argue with them.
Bir kamera almanın bir faydası yok.
- There's no point in taking a camera.
Beklemenin bir faydası yok.
- There's no point in waiting.
Beni tehdit etmenin anlamı yok. Ben sana hâlâ bir şey söylemeyeceğim.
- No point in threatening me. I'll still tell you nothing.
Artık yaşamanın anlamı yok.
- There's no point in living any longer.