Biz biraz tavuk çorbası yedik.
- We had some chicken soup.
Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.
- I like Beypilic chicken.
Tavuğun civcivleri yumurtadan çıkıyorlar.
- The hen's chicks are hatching.
İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi.
- According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.
Bu piliç çok pişirilmiş.
- The chicken is overcooked.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Fırında kızartılmış tavuğu severim.
- I like roast chicken.
Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
- I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
Ben bir çocukken suçiçeği geçirdim.
- I had chicken pox as a kid.
Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır.
- Chicken pox is an itchy nuisance for kids.
Sen böyle bir korkaksın.
- You're such a chicken.