the word used to describe heat at lower levels of intensity

listen to the pronunciation of the word used to describe heat at lower levels of intensity
İngilizce - Türkçe

the word used to describe heat at lower levels of intensity teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

cold
{i} soğukluk
cold
{i} soğuk

Onun elleri buz kadar soğuktu. - Her hands were as cold as ice.

Bu soğuk değil, sıcak. - This is hot, not cold.

cold
{s} üşümüş

Onlar gerçekten üşümüştü. - They were really cold.

Tom'un elleri üşümüştü. - Tom's hands were cold.

cold
{i} nezle

Bebek nezlesinden kurtuldu. - The baby has gotten rid of its cold.

Sanırım nezle olacağım. - I think I'm coming down with a cold.

cold
üşümek

Tom üşümekten hoşlanmıyor. - Tom doesn't like to be cold.

cold
nevazil
cold
frijit
cold
soğuk algınlığı

Yatmaya gitmeden önce üç tablet soğuk algınlığı ilacı aldım. - I took three tablets of a cold medicine before going to bed.

Soğuk algınlığı için bir şeyin var mı? - Have you something for a cold?

cold
{i} soğukalgınlığı
cold
{s} baygın
cold
öImüş
cold
soğumuş

Hava daha da soğumuş gibi görünüyor. - It seems to have gotten colder.

cold
{s} yapmacık
cold
üşüme

Tom üşümediğini söyledi. - Tom said that he wasn't cold.

Tom'a üşüyüp üşümediğini sordum ama o başını salladı. - I asked Tom if he was cold, but he shook his head.

cold
dili baygın
cold
{s} donuk
cold
{s} kaçınılmaz
cold
{s} duygusuz
İngilizce - İngilizce
cold
cold-
the word used to describe heat at lower levels of intensity

    Heceleme

    the word used to de·scribe heat at Low·er levels of in·ten·si·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi wırd yuzd tı dîskrayb hit ät lōır levılz ıv întensıti

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈwərd ˈyo͞ozd tə dəˈskrīb ˈhēt ˈat ˈlōər ˈlevəlz əv ənˈtensətē/ /ðiː ˈwɜrd ˈjuːzd tə dɪˈskraɪb ˈhiːt ˈæt ˈloʊɜr ˈlɛvəlz əv ɪnˈtɛnsətiː/