Frank keyifle akşamki randevuyu bekliyordu.
- Frank was waiting with pleasure for the date in the evening.
Okumak, yaşamın büyük keyiflerinden biridir.
- Reading is one of life's great pleasures.
Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir.
- To swim in the ocean is my greatest pleasure.
Biz kitaplardan çok zevk elde ederiz.
- We derive a lot of pleasure from books.
Mary'nin gözleri sevinçle parlıyordu.
- Maria's eyes lightened with pleasure.
at Congress's pleasure: whenever or as long as Congress desires.