Bir hırsızın yöntemini sadece bir hırsız bilir.
- Only a thief knows the ways of a thief.
Bunu yapmamız gereken yöntemin bu olmadığını biliyorsun.
- You know this isn't the way we should be doing this.
Aşk gizemli yollarda ilerler.
- Love moves in mysterious ways.
Onlar yaşam için yeni yollar denemek istediler.
- They wanted to try new ways of living.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
Onlar kendi yollarına gittiler.
- They went their separate ways.
Tom, Mary'yi bunu yapma şeklinden dolayı eleştirdi.
- Tom criticized Mary for the way she was doing that.
Tom, Mary'nin kahve yapma şeklini sever.
- Tom likes the way Mary makes coffee.
You still have a ways to go with everything,” I told him.
... But it works both ways. ...
... bistable is also a modern singing in many ways similar to major western ...