İngilizce - Türkçe
the uppermost part of the stick where leaf and gorge meet teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- shoulder
- omuz
Birisi omuzuma hafifçe vurdu.
-Someone tapped me on the shoulder.
Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
-The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
- shoulder
- {i} kasap. kürek, kürek eti
- shoulder
- tabya siperinin koltuğu
- shoulder
- {i} güvenlik şeridi
Bu karayolunun bir güvenlik şeridi var.
-This highway has a shoulder.
- shoulder
- omza takmak
- shoulder
- omuzuna almak
- shoulder
- {f} omuzla iterek açmak
- shoulder
- sırtlamak
- shoulder
- tırnak
- shoulder
- çiğin
- shoulder
- omuza almak
- shoulder
- yüklenmek
- shoulder
- {i} sırt (dağ)
- shoulder
- {f} omzuna almak
- shoulder
- omuzlayarak özüne yol açmak
- shoulder
- (Mukavele) (yol) banket (i)
- shoulder
- (Tekstil) apolet
- shoulder
- {f} omzuna almak, omzuna vurmak, omuzlamak
- shoulder
- (fiil) omuzlamak, omuzla iterek açmak, omzuna almak, üstüne almak, yüklenmek
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the uppermost part of the stick where leaf and gorge meet teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- shoulder
the uppermost part of the stick where leaf and gorge meet
Heceleme
the up·per·most part of the stick where Leaf and gorge meetTürkçe nasıl söylenir
dhi ʌpırmōst pärt ıv dhi stîk hwer lif ınd gôrc mitTelaffuz
/ᴛʜē ˈəpərˌmōst ˈpärt əv ᴛʜē ˈstək ˈhwer ˈlēf ənd ˈgôrʤ ˈmēt/ /ðiː ˈʌpɜrˌmoʊst ˈpɑːrt əv ðiː ˈstɪk ˈhwɛr ˈliːf ənd ˈɡɔːrʤ ˈmiːt/
Resimler
Favoriler