Büyük bir ateş bütün kasabayı kül haline getirdi.
- The big fire reduced the whole town to ashes.
Kendimi berbat hissediyorum, ama ben sadece kül tablanı kırdım.
- I feel terrible, but I've just broken your ashtray.
Tom Mary'nin önüne bir küllük koydu.
- Tom put the ashtray in front of Mary.
Ben restorandan küllük çaldım.
- I've stolen the ashtray from the restaurant.