the time of firing of the morning gun or the evening gun teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- gunfire
- ateş etme
- gunfire
- atış
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
-The commander exposed his men to gunfire.
- gunfire
- silah ateşi
Silah ateşi kötüleşiyordu bu yüzden aşağıya mahzene koştuk.
-The gunfire was getting worse, so we ran down to our cellar.
Ben uzaktan silah ateşi duyuyorum.
-I've been hearing gunfire in the distance.
- gunfire
- ateş
Silah ateşi kötüleşiyordu bu yüzden aşağıya mahzene koştuk.
-The gunfire was getting worse, so we ran down to our cellar.
Düşmanın ateşine maruz bırakıldılar.
-They were exposed to the enemy's gunfire.
- gunfire
- silah sesi
- gunfire
- (Askeri) SİLAH ATEŞİ: Topçu, piyade tüfekleri ve hafif ateşli silahların ateşi (süngü, kılıç, torpido ve bombalar hariçtir)
- gunfire
- (isim) top ateşi
- gunfire
- silah ateş
Polis silah ateşini duyar duymaz geldi.
-The police came as soon as they heard the gunfire.
Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
-The street fight was interrupted with a hail of gunfire.
- gunfire
- {i} top ateşi
Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
-I've been hearing gunfire in the distance.
İlgili Terimler
the time of firing of the morning gun or the evening gun teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- gunfire
The grand event on the 14th was the shooting for the second stage for the Queen's prize. This commenced punctually at gunfire in the morning : the men being divided into four squads at the long ranges on the north side of the common.