Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.
- Never have I seen such a beautiful sunset.
Gün batımı batıda parlıyor.
- The sunset glows in the west.
Şerif Tom'a gün batımına kadar şehir dışında olmasını söyledi.
- The sheriff told Tom to be out of town by sundown.
Lincoln Gettysburg gün batımında geldi.
- Lincoln arrived at Gettysburg at sundown.
Bu, bugüne kadar gördüğüm en güzel günbatımı.
- This is the most beautiful sunset that I have ever seen.
Tom günbatımına bakarken teneke düdüğünü çalarak rıhtımda oturmayı sever.
- Tom likes to sit on the dock playing his tin whistle while looking at the sunset.
Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu.
- Tom was on the balcony, looking at the sunset.