Daha iyi şartlar bekliyorduk.
- We expected better terms.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Çok az insan, imzalamadan önce bir sözleşmenin bütün şartlarını ve koşullarını okuma zahmetine katlanır.
- Few people take the trouble to read all the terms and conditions of a contract before signing it.
Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
- If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
Owen'la aranızın iyi olmadığını duydum.
- I hear you're on bad terms with Owen.
Onlarla aramız iyidir.
- We are on good terms with them.
Teknik terimlerle yazıldığı için bu kitabı anlamak çok zor.
- Written in technical terms, this book is very difficult to understand.
Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
- Terms like sexism are now in vogue.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
... tried to do and everything that I'm now proposing for the next four years in terms of improving ...
... But in terms of consumption, definitely the consumption has ...