Seni ekiple tanıştıracağım.
- I'll introduce you to the team.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
- Our team defeated them by 5-0 at baseball.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
- I am not the captain of the new team.
Diğer takımı yenmek hiç kolay değil.
- Beating the other team was no sweat at all.
İlk oyunda takımımız takımınızı kolayca yenebilir.
- Our team can easily beat your team in the first game.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
- The team was divided into smaller groups.
İkiniz mükemmel bir takım oluşturuyorsunuz.
- You two make a great team.
İyi bir takım oluşturacağız.
- We'll make a good team.
Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı.
- The security team checked the car for explosives.
Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
- Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
They teamed to complete the project.
The adjacent alleys were choked with tethered wagons, the teams reversed and nuzzling gnawed corn-ears over the tail-boards.
... phone with my national security team and I gave them three instructions. ...
... team with some statisticians to build some of those ...