Seni ekiple tanıştıracağım.
- I'll introduce you to the team.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.
- Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star.
Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
- His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
İlk oyunda takımımız takımınızı kolayca yenebilir.
- Our team can easily beat your team in the first game.
Diğer takımı yenmek hiç kolay değil.
- Beating the other team was no sweat at all.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
- The team was divided into smaller groups.
İkiniz mükemmel bir takım oluşturuyorsunuz.
- You two make a great team.
Biz mükemmel bir takım oluşturacaktık.
- We'd make a perfect team.
Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı.
- The security team checked the car for explosives.
Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
- Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
They teamed to complete the project.
The adjacent alleys were choked with tethered wagons, the teams reversed and nuzzling gnawed corn-ears over the tail-boards.
... So yes, I would love to be part of Team GB. ...
... successful team drafts based on careful statistical analysis. They’ve found all sorts of patterns ...