Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Seni ekiple tanıştıracağım.
- I'll introduce you to the team.
Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
- Our team defeated them by 5-0 at baseball.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
- I am not the captain of the new team.
Takımın en iyi adamı yaralanmasaydı, takımımız kolayca başarabilirdi.
- Our team could easily have brought home the bacon, if it weren't for the team's best man being injured.
İlk oyunda takımımız takımınızı kolayca yenebilir.
- Our team can easily beat your team in the first game.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
- The team was divided into smaller groups.
Biz mükemmel bir takım oluşturacaktık.
- We'd make a perfect team.
İyi bir takım oluşturacağız.
- We'll make a good team.
Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı.
- The security team checked the car for explosives.
Tom SWAT timinin bir üyesidir.
- Tom is a member of the SWAT team.
They teamed to complete the project.
The adjacent alleys were choked with tethered wagons, the teams reversed and nuzzling gnawed corn-ears over the tail-boards.
... phone with my national security team and I gave them three instructions. ...
... with the Chrome team to move the Web forward under the banner of HTML5. And today, modern ...