Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
- Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
- I am not the captain of the new team.
Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.
- Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko.
Diğer takımı yenmek hiç kolay değil.
- Beating the other team was no sweat at all.
İlk oyunda takımımız takımınızı kolayca yenebilir.
- Our team can easily beat your team in the first game.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
- The team was divided into smaller groups.
Biz mükemmel bir takım oluşturacaktık.
- We'd make a perfect team.
İyi bir takım oluşturacağız.
- We'll make a good team.
Güvenlik timi arabada bomba araması yaptı.
- The security team checked the car for explosives.
Tim Howard 2014 yılında Amerika Birleşik Devletleri milli takımının kalecisiydi.
- Tim Howard was the goalkeeper for the United States national team in 2014.
They teamed to complete the project.
The adjacent alleys were choked with tethered wagons, the teams reversed and nuzzling gnawed corn-ears over the tail-boards.
... from the Android cloud services team. >>Chris Yerga: Thank you, Hugo. Today users ...
... Every time you come up against the Barcelona team, they play ...