Kız kardeşim kadar uzunsun.
- You are as tall as my sister.
Sen benden daha uzunsun.
- You're taller than me.
Sen ondan daha uzun boylusun.
- You are taller than she.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- You are taller than her.
O, babasından daha uzun boyludur.
- He is taller than his father.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
- The tall man wore a pink carnation in his lapel.
Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.
- Tom tried climbing the tall tree.
O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
- She wears high heels to make herself look taller.
Bu dağ ne kadar yüksekliktedir?
- How tall is that mountain?
Eyfel kulesi ne kadar yüksekliktedir?
- How tall is the Eiffel Tower?
Böyle abartılı bir hikayeye inanmamı bekleme!
- Don't expect me to believe such a tall story.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Ben beş fit, iki inç boyundayım.
- I am five feet, two inches tall.
O, neredeyse altı fit boyundadır.
- He is almost six feet tall.
... ridiculously tall shoes. ...
... Keeping their heads up above the tall grasses to watch for predators. ...