Kız kardeşim kadar uzunsun.
- You are as tall as my sister.
Bilal Karam'dan daha uzundur.
- Bilal is taller than Karam.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
- The tall man wore a pink carnation in his lapel.
Sen ondan daha uzun boylusun.
- You are taller than she.
Siz ondan daha uzun boylusunuz.
- You are taller than she.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
- The tall man wore a pink carnation in his lapel.
New York'ta çok sayıda yüksek binalar vardır.
- There are a lot of tall buildings in New York.
O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
- She wears high heels to make herself look taller.
Bu bina ne kadar yüksekliktedir?
- How tall is this building?
Eyfel kulesi ne kadar yüksekliktedir?
- How tall is the Eiffel Tower?
Böyle abartılı bir hikayeye inanmamı bekleme!
- Don't expect me to believe such a tall story.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.
- I am almost 180 centimeters tall.
Ben beş fit, iki inç boyundayım.
- I am five feet, two inches tall.
... Keeping their heads up above the tall grasses to watch for predators. ...
... They're so tall, they disrupt weather patterns ...