the state or condition of being tempered or moderated

listen to the pronunciation of the state or condition of being tempered or moderated
İngilizce - Türkçe

the state or condition of being tempered or moderated teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

temperature
{i} sıcaklık

İnsana da aşırı sıcaklıklara karşı koruyucu cihazlar verilmektedir. - Man, too, has been given protective devices against extreme temperatures.

Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir. - Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.

temperature
{i} ateş

Sanırım o hasta. Onun ateşi var. - I think she is sick. She has a temperature.

Benim yüksek ateşim var. - I have a high temperature.

temperature
{i} ısı derecesi, derece: Yesterday Istanbul had a high temperature of 35°C. Dün İstan- bul'daki en yüksek sıcaklık 35°C idi
temperature
temperatür
temperature
yüksek vücut ısısı
temperature
insan vücudunun ısı derecesi
temperature
{i} hararet
temperature
sıcaklık derecesi
temperature
{i} ısı

Düşük ısılar suyu buza çevirir. - Low temperatures turn water into ice.

Süt nispeten düşük ısıda tutulmalıdır. - Milk has to be kept at a relatively low temperature.

temperature
(Tıp) Suhunet, ısı, hararet, sıcaklık veya soğukluk derecesi
temperature
(Tıp) Vücudun hareket derecesi
temperature
normal temperature normal vücut ısısı
temperature
sühunet
temperature
temperature curve belirli bir süre içindeki ısı değişikliğini gösteren eğri
temperature
critical temperature kritik sıcaklık
İngilizce - İngilizce
temperature
the state or condition of being tempered or moderated

    Heceleme

    the state or con·di·tion of be·ing tem·pered or moderated

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi steyt ır kındîşın ıv biîng tempırd ır mädıreytîd

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈstāt ər kənˈdəsʜən əv ˈbēəɴɢ ˈtempərd ər ˈmädərˌātəd/ /ðiː ˈsteɪt ɜr kənˈdɪʃən əv ˈbiːɪŋ ˈtɛmpɜrd ɜr ˈmɑːdɜrˌeɪtɪd/