Tom ve Mary beş parasız.
- Tom and Mary are broke.
Seninle gitmek istiyorum ama beş parasızım.
- I'd like to go with you, but I'm broke.
Züğürt olmasam onu alırdım.
- If I weren't broke, I'd buy it.
O ayın sonunda her zaman züğürttür.
- He's always broke at the end of the month.
Seninle gitmek istiyorum fakat meteliksizim.
- I want to go with you, but I'm broke.
Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.
- Tom says Mary is broke.
Kayak yaparken bacağını kırdı.
- He broke his leg skiing.
Bu pencere kim tarafından kırıldı?
- By whom was this window broken?
He was broke and rendered unfit to serve His Majesty at sea.