İngilizce - Türkçe
the remains of an animal or plant found in stratified rocks teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- fossil
- {i} fosil
Tom fosillerle ilgileniyor.
-Tom is interested in fossils.
Fosil yakıtlar sonsuza kadar var olmayacak.
-Fossil fuels won't be available forever.
- fossil
- fosilleşmek
- fossil
- kalıntı
Tüplü dalgıçlar suyun altında altın paralar, antik kalıntılar, soyu tükenmiş hayvanların kalıntıları dahil birçok ilginç şeyler buldu.
-Scuba divers have found many interesting things under water including gold coins, ancient ruins, and fossils of extinct animals.
- fossil
- taşıllaşmış
- fossil
- taşıl
- fossil
- fosilleşmiş
Ellerimde tuttuğum şey fosilleşmiş bir kabuk.
-What I'm holding in my hands is a fossilized shell.
Muhtemelen fosilleşmiş parçalar jura dönemi hayvanlarına aittir.
-Possibly the fossilized tracks belong to animals of the Jurassic period.
- fossil
- köhneleştirmek
- fossil
- taşlaşmak
- fossil
- fosilleştirmek
- fossil
- dili eski kafalı kimse
- fossil
- fossiliferous fosilli
- fossil
- {s} taşlaşmış
- fossil
- {s} köhne
- fossil
- {i} eski kafalı kimse
- fossil
- {s} eski kafalı
- fossil
- eskileştirmek
- fossil
- fossilize fosilleşmek
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the remains of an animal or plant found in stratified rocks teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- fossil
the remains of an animal or plant found in stratified rocks
Heceleme
the re·mains of an a·ni·mal or plant found in stra·ti·fied rocksTürkçe nasıl söylenir
dhi rimeynz ıv ın änımıl ır plänt faund în strätıfayd räksTelaffuz
/ᴛʜē rēˈmānz əv ən ˈanəməl ər ˈplant ˈfound ən ˈstratəˌfīd ˈräks/ /ðiː riːˈmeɪnz əv ən ˈænəməl ɜr ˈplænt ˈfaʊnd ɪn ˈstrætəˌfaɪd ˈrɑːks/
Resimler
Favoriler