the refusal or withholding of assents; veto

listen to the pronunciation of the refusal or withholding of assents; veto
İngilizce - Türkçe

the refusal or withholding of assents; veto teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

negative
{i} negatif

Testin sonuçları negatifti. - The results of the test were negative.

Bu sihirli kristal, negatif titreşimleri yok etmeye yardım edecek. - This magic crystal will help eliminate negative vibrations.

negative
{s} olumsuz

Tom, olaylara daima olumsuz tarafından bakan çok kötümser bir insan. - Tom's a very pessimistic person and always sees the negative side of any situation.

Bazı insanlara göre teknolojinin olumsuz etkileri var. - Some people argue that technology has negative effects.

negative
{i} eksi

Uyku eksikliğinin öğrencinin notlarının üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir. - Lack of sleep can have an enormous negative impact on a student's grades.

negative
{i} red
negative
(Tıp) Psikoterapi'de telkine direnç gösteren
negative
(Askeri) NEGATİF: Hava önlemede kullanıldığı şekilde, iptal veya hayır anlamına gelmektedir
negative
(Askeri) (BLACK OR WHITE) NEGATİF (SİYAH VEYA BEYAZ): Film, cam veya kağıt üzerinde, süje renk tonları ters görünen fotoğraf hayali
negative
{i} olumsuz cevap

Tom olumsuz cevap verdi. - Tom replied in the negative.

negative
(sıfat) negatif, olumsuz, ters, zıt, eksi
negative
negative evidence olumsuz kanıt
negative
negative in come tax hükümetin fakirlere para yardımı yapmasını öne en teklif
negative
{i} ret
negative
{s} aksi, ters
negative
elek

Protonlar pozitif, elektronlar negatif yüke sahiptir ve nötronların yükü yoktur. - Protons have a positive charge, electrons have a negative charge, and neutrons have no charge.

Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler. - Negative electrons attract positive electrons.

negative
{i} foto. negatif
negative
{f} reddetmek
negative
{i} olumsuzluk
negative
{f} olumsuz cevap vermek
İngilizce - İngilizce
negative
the refusal or withholding of assents; veto