Japon öğrencilerinin genel kültür bilgisinden etkilendim.
- I was impressed by the general knowledge of Japanese students.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.
- The scientist explained the strange phenomena in the light of recent scientific knowledge.
Bilimsel bilginin her artışıyla insanın kötülük için gücü iyilik için gücü gibi aynı oranda artırılır.
- With every increase of scientific knowledge, man's power for evil is increased in the same proportion as his power for good.
Mary annesinden habersiz kek yaptı.
- Mary made a cake without her mother's knowledge.
Onun bilgisi ve tecrübesi var.
- He has knowledge and experience.