the price of (an individual) thing; cost

listen to the pronunciation of the price of (an individual) thing; cost
İngilizce - Türkçe

the price of (an individual) thing; cost teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

rate
{i} oran

Kanada'da suç oranı düşüyor. - The crime rate is decreasing in Canada.

Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı. - Falling interest rates have stimulated the automobile market.

rate
{i} değer

Bunu nasıl değerlendirirdin? - How would you rate that?

Doların değeri enflasyonun yükselme oranında düşer. - The value of the dollar declines as the rate of inflation rises.

rate
{i} hız

Saatte üç mil hızla yürüdüler. - They walked at the rate of three miles an hour.

Onun senkronizasyon hızı arzulanan bir şey bırakmadı. - His synchronizing rate left nothing to be desired.

rate
{f} sınıflandırmak
rate
farzetmek
rate
(Bilgisayar) faiz_oranı

Parasını yüksek faiz oranıyla ödünç veriyor. - He lends money at a high rate of interest.

rate
değerini tahmin etmek
rate
olarak değerlendirmek
rate
nispet
rate
gözü ile bakmak
rate
{f} fiyat belirlemek
rate
{i} derece
rate
{i} değer, fiyat, ücret: hourly rate saat başına
rate
{f} layık olmak
rate
{i} belediye vergisi (İng.)
rate
mülk vergisi
rate
{f} sayılmak
rate
{f} hak etmek
rate
{i} bedel
İngilizce - İngilizce
rate

He asked quite a rate to take me to the airport.

the price of (an individual) thing; cost