Saat şimdi yedi kırk beş.
- It's quarter to eight now.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Tom'un şu anda Boston'da olmadığını duyuyorum.
- I hear that Tom isn't in Boston now.
Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?
- Are you ready to order now?
Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.
- My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out.
İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
- Long skirts are out of fashion now.
Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
- What I want now is not money, but time.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
The time will come when you will regret this.
- The time will come when you will regret it.
The time will come when you will regret it.
- The time will come when you will regret this.
... So at the present time, the United States is suffering from a massive case of nuclear ...