the player farther from the hole whose turn it is to play

listen to the pronunciation of the player farther from the hole whose turn it is to play
İngilizce - Türkçe

the player farther from the hole whose turn it is to play teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

away
uzakta

Karım uzaktayken zor durumdaydım. - I am inconvenienced when my wife is away.

O uzakta tatilde olamaz. - She can't be away on holiday.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir. - You had better go to bed right away, or your cold will get worse.

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Uzak bir yere gidelim. - Let's go somewhere far away.

Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu. - The balloon was carried away somewhere by the wind.

away
buradan

Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum. - I want a boat that'll take me far away from here.

Buradan birkaç sokak ileride oturuyor. - She lives a few blocks away from here.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
İngilizce - İngilizce
away
-away
the player farther from the hole whose turn it is to play

    Heceleme

    the play·er far·ther from the hole whose turn it I·s to play

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi pleyır färdhır fırm dhi hōl huz tırn ît îz tı pley

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈplāər ˈfärᴛʜər fərm ᴛʜē ˈhōl ˈho͞oz ˈtərn ət əz tə ˈplā/ /ðiː ˈpleɪɜr ˈfɑːrðɜr fɜrm ðiː ˈhoʊl ˈhuːz ˈtɜrn ɪt ɪz tə ˈpleɪ/