the place at which anything is stopped, placed, or fixed; a station

listen to the pronunciation of the place at which anything is stopped, placed, or fixed; a station
İngilizce - Türkçe

the place at which anything is stopped, placed, or fixed; a station teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

post
{i} memuriyet, görev
post
sonra

Tom savaş sonrası kuşağa aitti. - Tom belongs to the postwar generation.

Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi. - He postponed leaving for Hokkaido until next month.

post
vazife
post
(adam) göndermek
post

İşte, şimdi cümlen gelecek kuşaklara bırakıldı! - Here, your sentence is now consigned to posterity!

İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim. - When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.

post
postaya atmak
post
garnizon
post
(yarışta) başlama/bitiş çekidi
post
nöbet
post
{f} görevlendirmek
post
{f} yerleştirmek [ask.]
post
{f} bilgi vermek
post
{f} geçirmek (kayıt)
post
{f} atamak
post
{f} aydınlatmak
post
{f} afişle ilan etmek
post
{f} afişe etmek
post
kışla/posta/direk
post
(kayıtları) günlük defterden ana
post
{i} yabancıların kurduğu alışveriş yeri
İngilizce - İngilizce
post
the place at which anything is stopped, placed, or fixed; a station