the physical and psychological result of internal or external pressure

listen to the pronunciation of the physical and psychological result of internal or external pressure
İngilizce - Türkçe

the physical and psychological result of internal or external pressure teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

stress
stres

Bu stresli bir durumdur. - This is a stressful situation.

Tom'un işi aşırı stress yaratıyor. - Tom's job creates extreme stress.

stress
{f} zorlan

Tom stresle baş etmekte zorlandığını söylüyor. - Tom says he's having trouble coping with the stress.

stress
belirtmek
stress
önem vermek
stress
vurgu koymak
stress
sıkıntı
stress
{i} zorlama
stress
(Mühendislik) gerilim

O, gerilimle başa çıkamıyor. - She is unable to cope with stress.

Tom Mary'ye John'un gerçekten gerilim altında olduğunu söyledi. - Tom told Mary that he thought John was really stressed out.

stress
(fiil) sıkıştırmak, baskı yapmak, vurgulamak, tonlamak, önemle belirtmek
stress
{i} vurgulama

Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum. - I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.

Sonuçların aynı olmadığını vurgulamak önemlidir. - It is important to stress that the consequences are not the same.

stress
{f} sıkıştırmak
stress
{f} baskı yapmak
stress
{i} basınç
stress
{i} baskı

Ben baskı hissediyorum. - I'm feeling stressed.

Yoshida, baskı yapma. - Yoshida, don't stress.

stress
{f} tonlamak
stress
ehemmiyet
stress
kuvvet
stress
{i} vurgu

Ben konuyu vurguladım. - I stressed the point.

Konuşmasında vurguladığı her ifadeyi not aldım. - I wrote down every phrase in his speech that he stressed.

İngilizce - İngilizce
stress
the physical and psychological result of internal or external pressure

    Heceleme

    the phys·i·cal and psy·cho·lo·gi·cal re·sult of in·ter·nal or ex·ter·nal pres·sure

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi fîzîkıl ınd saykıläcîkıl rizʌlt ıv întırnıl ır îkstırnıl preşır

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈfəzəkəl ənd ˌsīkəˈläʤəkəl rēˈzəlt əv ənˈtərnəl ər əkˈstərnəl ˈpresʜər/ /ðiː ˈfɪzɪkəl ənd ˌsaɪkəˈlɑːʤɪkəl riːˈzʌlt əv ɪnˈtɜrnəl ɜr ɪkˈstɜrnəl ˈprɛʃɜr/