the person who plays the position of forward on a basketball team

listen to the pronunciation of the person who plays the position of forward on a basketball team
İngilizce - Türkçe

the person who plays the position of forward on a basketball team teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

forward
forwarder sevkeden firma
forward
{f} ilerletmek
forward
{f} gönder

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

Bana gönderdiğin programı Tom'a gönderdim. - I forwarded the schedule you sent me to Tom.

forward
gelişmiş
forward
ileriye

Bir adım ileriye ilerle. - Move forward one step.

Tom ileriye doğru birkaç adım attı. - Tom took a few steps forward.

forward
{f} yeni adrese yollamak
forward
şımarık
forward
ön

Eğer en iyi ayağınızı öne koyarsanız, başarılı olursunuz. - If you put your best foot forward, you will succeed.

Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu. - The old man leaned forward and asked his wife with a soft voice.

forward
küstah
forward
cüretkâr
forward
{i} forvet

Forvet oyuncusu gol attı. - The forward kicked a goal.

forward
{s} ileride olan, öndeki, ön; ileri
forward
{s} istekli
forward
{s} vadeli
forward
{s} ileriye yönelik

Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır. - This is a big step forward.

forward
{s} fazla ileriye giden
forward
{s} cüretli
forward
(isim) forvet, ileride yer alan kimse
forward
z. ileri doğru, ileri
İngilizce - İngilizce
forward
the person who plays the position of forward on a basketball team

    Heceleme

    the per·son who plays the po·si·tion of for·ward on a bas·ket·ball team

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi pırsın hu pleyz dhi pızîşın ıv fôrwırd ôn ı bäskıtbôl tim

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈpərsən ˈho͞o ˈplāz ᴛʜē pəˈzəsʜən əv ˈfôrwərd ˈôn ə ˈbaskətˌbôl ˈtēm/ /ðiː ˈpɜrsən ˈhuː ˈpleɪz ðiː pəˈzɪʃən əv ˈfɔːrwɜrd ˈɔːn ə ˈbæskətˌbɔːl ˈtiːm/