Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
- And I will raise it again in three days.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Tom ve Mary gece ve gündüz kadar farklı.
- Tom and Mary are as different as night and day.
Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı.
- My rule always was to do the business of the day in the day.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.