the part of a day period which one spends at one's job, school, etc

listen to the pronunciation of the part of a day period which one spends at one's job, school, etc
İngilizce - Türkçe

the part of a day period which one spends at one's job, school, etc teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

day
çalışma süresi
day
gün

İyi günler, nasılsın? - Good day, how are you?

Günde en az yedi saat uyumak zorundayız. - We must sleep at least seven hours a day.

day
gündüz

Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor. - The days are getting warmer and warmer.

Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı. - My rule always was to do the business of the day in the day.

day
parlak günler
day
dönem
day
başarı/ün yılları
day
kreş

Tom'u kreşte indirdim. - I dropped Tom off at daycare.

Gidip çocuğumu kreşten alacağım. - I will go and pick up my child from daycare.

day
{i} gün: the second day of the month
day
{i} zaman

Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım. - It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.

O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm. - Every time I hear that song, I think of my high school days.

day
{i} gündüz: We've been working night and day on this project. Bu proje üzerinde gece gündüz çalışıyoruz
day
day by day günden güne
day
day school derslerin gün
day
day out her gün
day
day nursery gündüz bakımevi
day
day laborer gündelikçi
day
day camp gündüz kampı
day
day labor gündelik iş
İngilizce - İngilizce
day