Biz, bir ekonomi otelde kaldık.
- We stayed at an economy hotel.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
- Although the economy is weak, some companies are still making a profit.
Biz ekonomik bir araba istedik.
- We wanted an economy car.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.
- Fuel economy is a big advantage of this car.
Ekonomi arabalar size tasarruf sağlar.
- Economy cars save you money.