Öteki takım bizi hafife aldı.
- The other team took us lightly.
Al birini vur ötekine!
- One's as bad as the other.
Meryem öbür kızlar gibi değil.
- Mary is not like the other girls.
Tom öbür odada uyudu.
- Tom slept in the other room.
Al birini vur ötekine!
- One's as bad as the other.
Birini tanıyorum da ötekini değil.
- I know one of them but not the other.
Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.
- I can't keep looking the other way.
Öbür düğmeye basmayı dene.
- Try pushing the other button.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Başka seçeneğim yoktu.
- I had no other choice.
Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.
- By other's faults wise men correct their own.
Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.
- She has two cats. One is white and the other one is black.
Bir el diğerini yıkar.
- One hand washes the other.
Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
Küçük kız, Emily'den başkasına asla gülümsemez.
- The little girl never smiles at anyone other than Emily.
O, geçen gün konuştuğumuz çocuktur.
- He is the boy of whom we spoke the other day.
Geçen gün bahsettiğim araba bu.
- This is the car I spoke of the other day.
Geçenlerde konuştuğumuz çocuk odur.
- He's the boy we spoke about the other day.
Geçenlerde Jane ile karşılaştım.
- I met Jane the other day.
O, geçen gün yeni bir ev satın aldı.
- She bought a new house the other day.
Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.
- This is the same pencil that I lost the other day.
Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
Bu gün başka sıradan bir gün gibi başladı.
- This day started like any other ordinary day.
Başkalarına iyilik etmek değerli bir harekettir; başkalarını incitmek bir günahtır.
- To do good to others is a meritorious act; to hurt others is a sin.
Bundan başka boyutlarda var mı?
- Do you have this in other sizes?
Bundan başka herhangi bir şey yapma.
- Don't do anything other than this.
Bir sonraki Noelde üç yıldır birbirimizi tanıyor olacağız.
- We'll have known each other for three years next Christmas.
Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
- I tried to convince Tom otherwise.
Başka türlü yapamazdım.
- I could not have done otherwise.
Other people would do it differently.
I get paid every other week.
Other than that, I'm fine.
And if that I had nat had my prevy thoughtis to returne to youre love agayne as I do, I had sene as grete mysteryes as ever saw my sonne Sir Galahad other Percivale, other Sir Bors.
I'm afraid little Robbie does not always play well with others.
He turned around and walked the other way.
I was in San Francisco just the other day.
I was ill, otherwise I would've attended the meeting.
- I was ill, otherwise I would have attended the meeting.
Be sure to clean the lint filter before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
- Be sure to clear the lint trap before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
... they're connected to each other through like a tiny, ...
... if you are a smart kid, in other words, ...