the one and the other; the two; the pair, without exception of either

listen to the pronunciation of the one and the other; the two; the pair, without exception of either
İngilizce - Türkçe

the one and the other; the two; the pair, without exception of either teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

both
{s} her ikisi de

Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı. - Both the brothers were out.

Ebeveynlerimin her ikisi de şu an evdeler. - Both my parents are at home now.

both
{z} her ikisi; ikisi de: both of them her ikisi. both of us her ikimiz. ''Did the packages come?'' ''Yes, both came.'' ''Paketler geldi mi?''
both
(her) iki
both
{s} ikisi de

Ebeveynlerimin her ikisi de şu an evdeler. - Both my parents are at home now.

Kardeşlerin ikisi de öldü. - Both of the brothers are dead.

both
herboth he and I hem o hem de
both
her ikiside

Onların her ikiside evli değil. - They are both unmarried.

both
her ikisi (de)
both
her iki

Ebeveynlerimin her ikisi de şu an evdeler. - Both my parents are at home now.

Tom ve karısı kıt kanaat geçinmek için her ikisi çalışmak zorunda. - Tom and his wife both have to work to make ends meet.

both
iki

Ebeveynlerimin her ikisi de şu an evdeler. - Both my parents are at home now.

Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler. - Both of my parents were brought up in the country.

both
(both ...and ...) sadece ...değil
both
aynı zamanda

Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı. - In retrospect, Tom realized he shouldn't have been dating both sisters at the same time.

Tom ve Mary her ikisi de aynı zamanda konuşuyordu. - Tom and Mary were both talking at the same time.

both
(İnşaat) her ikisi

Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler. - Both of my parents were brought up in the country.

Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı. - Both the brothers were out.

İngilizce - İngilizce
both
the one and the other; the two; the pair, without exception of either