the one and only

listen to the pronunciation of the one and only
İngilizce - Türkçe
tek

Bu onun yapabileceği tek şey. Başka bir şey yapamaz. - This is the one and only thing he can do. He can't do anything else.

Oğlumun yediği bir çeşit ve tek tatlı çikolatalı pastadır. - The one and only dessert my son eats is chocolate cake.

ilk ve tek
one and only
tek: It was her one and only desire. Onun tek arzusuydu
one and only
biricik
one and only
tek

Tom tek ve sadece tek bir tanrı olduğunu iddia eder. - Tom claims one and only one god exists.

Bu onun yapabileceği tek şey. Başka bir şey yapamaz. - This is the one and only thing he can do. He can't do anything else.

one and only
bütün
one and only
bir tek
İngilizce - İngilizce

the one and only teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

one and only
eminent beyond or above comparison; "matchless beauty"; "the team's nonpareil center fielder"; "she's one girl in a million"; "the one and only Muhammad Ali"; "a peerless scholar"; "infamy unmatched in the Western world"; "wrote with unmatchable clarity"; "unrivaled mastery of her art"
one and only
the unique one, the chosen one, the only one of his kind
the one and only

    Heceleme

    the one and on·ly

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi hwʌn ınd ōnli

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈhwən ənd ˈōnlē/ /ðiː ˈhwʌn ənd ˈoʊnliː/