İngilizce - Türkçe
the old country teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- göçmenin anayurdu
- the country
- kent dışındaki yerler, kırsal bölgeler, taşra
- the country
- şehir dışı
- the country
- kırsal bölge
- the country
- kent dışındaki yerler
- the country
- kır
Tom ve Mary kırlarda uzun bir yürüyüş yaptılar.
-Tom and Mary took a long walk through the countryside.
Her yaz kırsala giderim.
-Every summer I go to the countryside.
- the country
- ülke
Yenilmiş ordu ülkeden geri çekildi.
-The defeated army retreated from the country.
Ülke genelinde bankalar kapılarını kapamıştı.
-Banks across the country had closed their doors.
- old country
- eski vatan (göçmen)
- old country
- (fiil)tan (göçmen), eski vatan (göçmen)
- old country
- vatan (göçmen)
- the country
- kent dışı
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the old country teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- old country
- The country of origin of an immigrant or of a person of immigrant descent
They never wore glad rags like them in the old country, Billy sneered. They had to come over here to get decent clothes and decent grub..
- the old country.
- old sod
- old country
- old homeland, place from which an immigrant originally comes; homeland, motherland
- old country
- the country of origin of an immigrant
- old country
- The native country of an immigrant
İlgili Terimler
the old country
Heceleme
the old coun·tryTürkçe nasıl söylenir
dhi ōld kʌntriTelaffuz
/ᴛʜē ˈōld ˈkəntrē/ /ðiː ˈoʊld ˈkʌntriː/
Resimler
Geçmiş
Favoriler