İngilizce - Türkçe
the number of edges that a vertex takes part in teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- degree
- {i} derece
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
-The thermometer reads three degrees below zero.
Termometre 15 derecede durdu.
-The thermometer stood at 15 degrees.
- degree
- {i} rütbe
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
-His grandfather was a soldier of high degree.
- degree
- {i} aşama
- degree
- {i} diploma
Mary diplomasını haziranda alacak.
-Mary will get her degree in June.
Bir üniversite diplomasına sahip olsa da, Tom hademe olarak çalışır.
-Even though he has a college degree, Tom works as a janitor.
- degree
- {i} ünvan
- degree
- {i} lisans
Tom yüksek lisansını üç yıl önce aldı.
-Tom got his master's degree three years ago.
İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.
-Master's degrees in Britain are not very common.
- degree
- sıcaklıkölçer
- degree
- düzey
- degree
- kademe
- degree
- öğrenim derecesi
- degree
- derece derece
- degree
- by degrees yavaş yavaş
- degree
- (isim) derece, lisans, diploma, ünvan, rütbe, karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]; aşama, evre; sıralı notalar
- degree
- {i} evre
- degree
- {i} fiz., (Geometri) derece
- degree
- üstünlük dere
- degree
- degree of latitudeparalel derecesi degree of longitude meridyen derecesi
- degree
- comparative degree mukayese derecesi
- degree
- {i} karşılaştırmalı üstünlük derecesi [dilb.]
- degree
- {i} derece, basamak, aşama, rütbe, mertebe
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the number of edges that a vertex takes part in teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- degree
the number of edges that a vertex takes part in
Heceleme
the num·ber of edges that a ver·tex takes part inTürkçe nasıl söylenir
dhi nʌmbır ıv ecız dhıt ı vırteks teyks pärt înTelaffuz
/ᴛʜē ˈnəmbər əv ˈeʤəz ᴛʜət ə ˈvərˌteks ˈtāks ˈpärt ən/ /ðiː ˈnʌmbɜr əv ˈɛʤəz ðət ə ˈvɜrˌtɛks ˈteɪks ˈpɑːrt ɪn/
Resimler
Favoriler