the middle part of the case that holds the movement

listen to the pronunciation of the middle part of the case that holds the movement
İngilizce - Türkçe

the middle part of the case that holds the movement teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

middle
{i} orta

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

middle
ortanca

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

middle
(Bilgisayar) ortaya

Ortaya oturmak istiyorum. - I want to sit in the middle.

middle
(Tıp) orta kulak tümörleri
middle
ara

Araba yolun ortasında istop etti. - The car stopped in the middle of the road.

Bir toplantının ortasındayım. Sizi daha sonra tekrar arayabilir miyim? - I'm in the middle of a meeting. Could I call you back later?

middle
bel

Onun kökenini belirlemek için orta çağlara geri gitmeliyiz. - To determine its origin, we must go back to the middle ages.

Son zamanlarda, belimin etrafında biraz kilo alıyorum. Sanırım bu orta yaş yayılması. - Recently, I've been putting on a little weight around my waist. I guess it's middle-age spread.

middle
ortadaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
middle
{i} orta, orta yer
middle
{s} aradaki
middle
middle class orta sınıf
middle
burjuva
middle
2400-
İngilizce - İngilizce
middle
the middle part of the case that holds the movement

    Heceleme

    the mid·dle part of the case that holds the move·ment

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi mîdıl pärt ıv dhi keys dhıt hōldz dhi muvmınt

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈmədəl ˈpärt əv ᴛʜē ˈkās ᴛʜət ˈhōldz ᴛʜē ˈmo͞ovmənt/ /ðiː ˈmɪdəl ˈpɑːrt əv ðiː ˈkeɪs ðət ˈhoʊldz ðiː ˈmuːvmənt/